“Evlilik, günümüz dünyasının tartışmalı konularından. Bazıları, onun sevgiye dair hoş bir ifade; bazıları da köhnemiş bir kısıt olduğuna inanır. Biriyle çift olma dürtümüz ise DNA’mıza kodlanmıştır. Böylelikle türümüzün devamı hem üreme açısından hem de fiziksel olarak hayatta kalmamız açısından garanti altına alınmıştır. Çift olmak türümüzün temel sosyal yapısı gereğidir. Bu binlerce yıldır böyledir.
...
Evrensel perspektiften bakarsak, varoluştaki her şey biziz. Yani yaşayan her insan biziz. Bu perspektiften bakılınca insanlardan birini diğerlerinden öncelikli tutmanın hiçbir anlamı yoktur. Bu yüzden insan türü olarak evrimleşip bizi Kaynağın sahip olduğu perspektife yaklaştıran daha yüksek bir titreşime eriştiğimizde evlilik toplumun fonksiyonlarından biri olmaktan çıkacaktır. O durumda poliamoriye yöneleceğiz. Aydınlanmış bir perspektife sahip olduğumuzda ayrılığın yarattığı kontrast var olmaya devam edemeyeceğinden, dolayısıyla artık birlik arzusu duymayacağımızdan çift olmak da bizim için bir dürtü olmaktan çıkacaktır. Ayrılık algısı ortadan kalkınca başkalarıyla bağ kurma arzusu da sona erecektir. Peki, evlilik nasıl olup da insanlar için uygun bir seçim olabiliyor, diye sorabilirsiniz. Evrensel perspektiften bakıldığında insanların çiftler oluşturması neden iyi bir fikirdir? Çünkü şu anda ilişkiler evrensel genişlemenin kalbini oluşturur ve birincil ilişkilerden gelen genişleme deneyimi muazzamdır. Partneriniz sizin en büyük aynanız haline gelir ve ona bağlanmak suretiyle kendinizi, kendinize dair farkındalık edinmeye adamış olursunuz...”
Teal Swan’ın aşağıdaki linkte yer alan yazısından bazı bölümlerin Türkçesini okudunuz.
Çeviri: Senem Balaban
Konu hakkında kendi düşüncelerimi yazdığım yazıyı aşağıdaki linkte bulabilirsiniz:
senembalaban.com/post/i-kili-i-lişkiler-demode-mi-oluyor
Comments